Herakles’in 12 Görevi

İlayda Yağmur Derviş
12 min readMay 28, 2021

Merhabalar herkese! Bugün en sevdiğim Yunan mitoloji aksiyonlarından biri olan Herakles’in 12 Görevi’ni anlatacağım. En sevdiğim çünkü entrika var, aşk var, yas var yani anlayacağınız o ki okurken, dinlerken bizi heyecanlı, zinde tutacak her şey var. Ben yazmaya karar verince bol bol araştırdım ve bu süre boyunca inanılmaz keyif aldım. Umarım benim yazımı okurken de keyif alır, okumalara doyamazsınız. Görselleri uzun zaman önce kaydettiğim için bazılarının kaynaklarını bulamadım, buldukça güncelleyeceğim fakat eğer biliyorsanız, benimle paylaşmanız beni çok mutlu eder. O zaman çok tutmadan sizi rahat bırakayım, iyi okumalar tekrardan.

Greek Mythology by illustrators Leo and Diane Dillon

Herakles Kimdir?

Herakles Romalılar tarafından Hercules(Herkül) olarak tanınır. Zeus ve Alkmene’nin oğludur. Alkmene Miken kralının kızıdır ve Amphitryon’un karısıdır. Zeus, Amphitryon’un kılığına girerek Alkmene ile birlikte olmuş ve bu birlikteliğin sonucu olarak yarı tanrı Herakles doğmuştur. Herkül kuvvet ve dayanıklılığı simgeler, doğduğu andan itibaren inanılmaz bir gücü vardır. Hera, Herakles yeni doğmuşken kardeşi İphikles ile yatarken iki kocaman yılan gönderir fakat Herakles yılanları boğarak öldürür. Tabi ki kıskançlığı ile bilinen Hera’nın siniri bununla bitmemişti. Görevleri anlatırken de bolca şahit olacağız buna. Herakles 18 yaşına geldiğinde Kitharion ormanlarında yaşayan ünlü bir canavarı öldürmüştür. Bunun ödülü olarak Thebai kralının kızıyla evlenmişti. Bu evlilikten üç oğlu olan Herakles’i çıldırtan Hera, Herakles’e hem çocuklarını hem de karısını öldürtmüştür. İşte bugün anlatacağım Herakles’in 12 görevi bu cinayetlerin sonucunda suçlarından arınmak için Miken kralı Eurystheus’un Herakles’e yaptırdığı görevlerdir. Bu görevlerin birçoğundaki amaç Hera’ya hizmet ederek onun gücünü arttıran yaratıkları yakalayarak Hera’yı güçsüzleştirmek ve Zeus’un hakimiyetini arttırmaktır.

2. Yüzyılda Yapılan Mermer Heykel, Capitoline Müzesi, Roma

Herakles’in 12 Görevi:

  1. Nemea aslanını yenmek
Hercules and Nemean Lion by J.Jordanov.

Kral Eurystheus’un Herakles’e verdiği ilk görev Nemea aslanını öldürmek ve derisini kendisine götürmesidir. Efsaneye göre sadece kendi pençesi ile bu aslanın derisini kesebilirsiniz.

Bu aslan, cesur erkekler mağarasına gelebilsin diye kadınları rehin olarak alır ve bir adam kadını kurtarmaya geldiğinde onları canlı canlı yerdi. Herakles oraya vardığında, aslanı öldürmesini isteyen bi çocukla tanıştı ve eğer Herakles aslanı bir ay içinde Zeus’a kurban vermezse kendini kurban vereceğini söyledi.

Herakles, aslanı bulduğunda birçok ok atsa da postu delinmez olduğu için okları hiçbir işe yaramadı. Daha sonra onu mağarasına kadar takip etmeye karar verdi. Aslanı bir sopayla sersemletip, çıplak elleriyle onu öldürdü. Herakles hayvanı boğarak öldürse de, aslanın postunu yüzememiştir. Herakles’in yardımına yaşlı bir kadın kılığına bürünmüş Athena yetişmiştir. Herakles’e bu postu yüzmenin tek yolunun aslanın kendi pençelerini kullanmak olduğunu anlatır ve Herakles Athena’nın yardımıyla Nemea aslanın derisini yüzmüştür. Her türlü silaha karşı dayanıklı olan bu deriden kendine zırh yapmıştır. Otuz gün sonra Eurytheus’un yanına varmıştır. Onu post içinde gören kralın çok korktuğu söylenir. Ki Eurytheus’un ne kadar korkak olduğuna bol bol rastlayacağız. Ayrıca Herakles diğer görevlerde de bol bol Athena’nın yardımından faydalanacaktır.

2. Lerna Ejderhasını Öldürmek

Gustave Moreau, Herkül ve Hidra, 1876

Lerna Ejderhası, Lerna Hydrası olarak da bilinir. Hera tarafından Herakles’i öldürmesi için yetiştirilmiştir. Bu canavarın Lerna gölünde yaşadığı ve adını buradan aldığı rivayet edilir. Bu göldeki yuvası, ölümden sonraki dünya ile insanların dünyası arasındaki kapının girişindedir. Lerna Hydrası bu kapının bekçisidir. Bu canavarın nefesi bir insanı öldürecek kadar zehirlidir ve bataklık da zehirli gazlarla doludur, bu yüzden Herakles ağzını ve yüzünü örterek kendini korumuştur. Typhoon ve canavar tanrıçası Ehidna’nın yavrusu olan bu canavarın bazı kaynaklara göre annesi Styx’tir. Bu canavarın 9 boynu ve 9 kafası vardır. Herakles bu canavarın kafasını her kestiğinde, iki yeni kafasının çıktığını görmüştür. Athena’nın verdiği fikirle Herakles yeğeni İolaos’dan yardım isteyerek bir ormanı yakmasını ve ateşinden kor getirmesini istemiştir. Kestiği kafaların yerini bu ateşle dağlayarak yeni kafalar çıkmasını önlemiştir. Daha sonra yine Athena’nın verdiği altın kılıçla canavarı öldürmüş ve gömmüştür. Fakat bir tane başını saklamış ve zehrinden oklar yapmıştır. Daha sonraki görevlerinde bu okları kullanmıştır. Fakat Eurystheus, Herakles yeğeni Iolaus’tan yardım aldığı için bu görevi kabul etmemiştir.

Bir mite göre, bu zehirlere batırılan oklar Herakles’in sonu oluyor. Şu şekilde gelişiyor bu olay, Herakles bu oklarla sentor Nessus’u öldürüyor. Nessus’un gömleğine bulaşan zehirli kan Herakles’in sonuna neden oluyor. Daha sonra Hera, öldürülen canavarını aynı isimli takımyıldızına çeviriyor.

3. Altın Boynuzlu Keryneia Geyiğini Yakalamak

Bu geyik ay ve avcılık tanrıçası Artemis’in kutsal hayvanıdır. Altın boynuzları ve tunç toynakları vardır. Artemis tarafından öldürülmesi yasaklanmıştır. Arkadhia’da Keryneia Dağı’nda yaşayan bu geyiğin hızına hiçbir avcı yetişememiştir, asla yorulmayan gösterişli bir hayvandır. Oktan daha hızlı koştuğu rivayet edilir. Görevleri Herakles’e veren Eurystheus, Herakles’in ilk iki görevden de başarıyla dönmesine sinirlenmiş ve Hera ile plan yaparak ona ilk iki görevden çok daha zor olan bu görevi vermiştir. Aynı zamanda görevde başarılı olsa bile Artemis’in Herakles’i affetmeyeceğini düşünmüştür.

Geyiği bir sene boyunca Trakya ve Yunanistan’da kovalayıp yorulmasını sağlayan Herakles onu bir derede su içerken yakalamıştır. Geyiği yakalayan Herakles dönüş yolunda Apollo ve Artemis ile karşılaşmıştır. Merhamet dilemiş ve durumunu anlatarak geyiğini geri getireceğine dair söz vermiştir.

Krala geyiği teslim ederken, ipini erken salmış ve geyik Artemis’e geri dönmüştür. Bunun üzerine Herakles kralı suçlamış ve görevi başardığını söylemiştir.

4. Erymanthian dağında yaşayan yaban domuzunu yakalamak

Bu görev üçüncü görev gibi hayvanı canlı yakalamak zorunda olduğu bir görevdir. Birçok köy ve tarlaya zarar veren bu yaban domuzu Artemis’e adanmış bir hayvandır. Erymanthian dağı yolu üzerinde eski dostu sentor Pholus’u ziyaret eden Herakles, Dionysius’un ona armağan ettiği şarabı açması için ikna eder. Şarabın sulandırılarak içilmesi gerektiğini bilmeyen Pholus’un bu hatası yüzünden kokuya Chiron dahil birçok sentor da gelir. Şarabın etkisiyle sarhoş olan sentorlar kavga etmeye başlayınca Herakles kendini ve Pholus’u korumak için Hydra’nın kanını içeren oklarını kullanır. Ölümsüz Chiron, zehrin acısına dayanamayıp ölümsüzlüğünden vazgeçerek Tartaros’ta işkence gören Prometheus ile yer değiştirmeye razı olur. Zeus, Chiron’un teklifini kabul eder her gün bir kartal tarafından canlı canlı yenmeye mahkum olur. Ama Herakles, Chiron’u kartalı zehirli oklarından biriyle vurarak öldürür. Fakat bu kavga sırasında Herakles’in oklarını inceleyen Pholus oku yanlışlıkla ayağına düşürerek orada ölüverir. Bu olayın sonrasında Chiron’un verdiği tavsiye ile Herakles yaban domuzunu, kış ortasında kalın bir kar tabakasında yakalayarak krala götürür. Yaban domuzunu görünce korkudan kaçan Eurystheus, domuzu kafese kapattırır.

5. Augeas’ın ahırlarını bir günde temizlemek

Augeas eski Yunanca’da ‘parlak’ demektir. Kral Ellis’in oğlu olan Augeas ülkesi Peloponnes’teki en büyük ahırlara sahiptir. Bu ahırlar sağlıklı ve ölümsüz birçok sığırla doludur. Herakles’in beşinci görevi olan bu görevin diğer görevlerinden farkı onu aşağılayıcı bir göreve yönlendirmekti. Diğer görevlerinde canavarlarla savaşan, halkı rahatlatan şeyler yapan Herakles adeta bir halk kahramanı haline gelmişti. Bu yüzden Kral Eurystheus, Herakles bu görevi başarıyla bitirse bile halkın gözünde aşağılanacağını düşündüğü için bu görevi ona vermiştir.

Herakles güçlü ve kudretli olduğu kadar zekiydi de. Yaklaşık üç bin hayvandan oluştuğu söylenen bu büyük sürünün ahırlarını Peneus ve Alpheus ırmaklarını birleştirerek bir günde temizlemiştir. Bu temizliğin karşılığında Kral Augeas’tan hayvanların onda birini istemiştir. Fakat kral sözünü tutmayınca Herakles kavga sırasında Augeas’ı öldürmüştür.

Bir rivayete göre Herakles ücret karşılığı yaptığı için, bir başkasına göre Augeas’ı öldürdüğü için Eurystheus bu görevi iptal ediyor. Eurystheus’un, Herakles’in görevlerini iptal etmek veya daha da zorlaştırmak için türlü türlü hinlikleri kovaladığını düşünürsek eminim kolayca bir bahane üretmiştir.

6. Stymphalos’da yaşayan Stymphalian Kuşlarını o bölgeden kovmak

Stymphalos kuşları aynı zamanda tanrı Ares’in evcil hayvanları olarak da bilinir. Ares’in kuşları olduğunu düşünürsek evcil dememe aldırmayın tabi ki, bu hayvanlar insanla beslenen canavarlardır. Kuşlar adını aldıkları Stymphalia Gölü etrafında yaşıyorlar ve etrafa ciddi boyutlarda zarar veriyorlardı. İşte Herakles’in altıncı görevi kuşları bu bölgeden kovmak ve öldürmekti. Tabi ki Kral Eurystheus bu görevi verirken Herakles’in başarılı olmasını isteyerek vermedi, kuşlar tarafından öldürüleceğini umuyordu. Herakles’in gerçekten şanslı bir yarı tanrı olduğunu göz ardı ederek tabii.

Kuşlara gelirsek, pirinçten pençeleri, keskin ve metalden tüyleri olan bu kuşların dışkıları da oldukça zehirliydi. Ares tarafından yaratılan kuşlar, daha önce kurtlar tarafından avlandıkları için Arkadya bölgesindeki bu gölün etrafına yerleşip, çoğalmışlardır. Daha sonrası bildiğimiz gibi insanlara saldırarak, evlere, tarlalara zarar vererek geçmiştir.

Kuşların bulunduğu bölge oldukça sık ormanlarla kaplı olduğu için Herakles bu düşmanları karşısında zaten dezavantajlı bir konumda başlamış oluyordu göreve. Fakat dediğim gibi Herakles’in bu görevlerde sadece zekası, gücü, kuvveti değil şansı da oldukça iyi gittiği için başarılı oldu, tabi bence. Çünkü tam bu görev sırasında Herakles, Athena ve Hephaistos’tan yardım almıştır. Athena, Herakles’e özel bir çıngırak veriyor. Bu çıngırağı demircilik zanaatıyla uğraşan ateş tanrısı Hephaistos özel olarak Herakles için yapıyor. Çıngırağın çıkardığı ses Ares’in kuşlarını korkutarak onları saklandıkları yerden çıkarmak gibi bir özelliğe sahip. Kuşlar saklandıkları yerden korkarak çıkınca, Herakles ikinci görevinde Hydra’nın kafasının zehriyle yaptığı oklar yardımıyla bu kuşları öldürüyor. Öldüremedikleri Arkadya’dan kaçarak Euxine denizinde bir adaya varıyorlar. Orada Argonotlar ile karşılaşıyorlar ama bu başka zamanın hikayesi sanırım.

7. Poseidon’un Minos’a verdiği azgın Girit Boğasını getirmek

Bu boğa mitolojide iki hikayede karşımıza çıkıyor, biri Avrupa’yı Girit Adası’na getiren boğa, diğeri de şimdi anlatmak üzere olduğum.

Herakles, yedinci görevi olan Girit Boğasını getirmek için Girit’e yolculuk edip, Kral Minos’dan bu canavarı yakalamak için izin istiyor. Bölgedeki tüm mahsulü yok eden bu boğadan kurtulma teklifini reddedecek bir kral olduğunu sanmıyorum, keza bu kral da tabi ki kabul ediyor. Bu canavarın yaratılışındaki suçlunun da Minos olduğunu düşünürsek, kabul etmesi çok normal. Bu hikayeye de mümkün olduğunca kısa bir şekilde değinmek istiyorum. Daha detaylı halini başka bi günün hikayesi yapalım.

Minos, bir gün Poseidon’a kurban sunmak istediği için ondan bir kurban istiyor. Poseidon, Minos’a bembeyaz bir boğa olan Girit boğasını gönderiyor. Daha sonra bu boğanın sonu Athena veya Apollo’ya kurban olmak olacak bildiğim kadarıyla. Kral Minos bu boğayı kurban etmeye kıyamayınca başka bir boğayı kurban ediyor, fakat nasıl Poseidon’u kandırabileceğini düşündüğünü aklım almadı açıkçası ve bunun karşılıksız kalacağını. Çünkü Poseidon kralı cezalandırmak için karısı kraliçe Pasiphae’yi boğaya aşık ediyor. Kraliçe bir mühendisten inek makedi yapmasını ister, bunun içine girerek bu boğayla birlikte olur, tabi ki bu görevde de tuhaf, sapkın bi ilişkiden bir yaratık olmak zorundaydı. Ve böylece, yarısı insan yarısı boğa Minotor doğar. Bunu başka bir gün detaylıca konuşmak lazım.

Herakles bu canavarı çıplak elleriyle yakalayıp, kral Eurystheus’a götürüyor. Klasik bir Eurystheus korkaklığında kral bu canavarı görünce bir kavanozun içine saklanıyor veya her neyse. Daha sonra bu canavarı Hera’ya kurban etmek istiyor, fakat Hera, Herakles’e daha fazla şöhret ve gurur sağlayacağını düşünerek bunu reddediyor. Bunun yerine Eurystheus, boğayı serbest bırakıyor, Marathon’a ulaşan boğanın adı da Marathon boğası olarak değişiyor.

Daha sonra Atinali Aegeus’un oğlu Theseus, bu boğayı yakalamak için Marathon’a gidip tuzak kuruyor, şanslıdır ki yakalamayı başarıyor. Daha sonra Athena veyahut Apollo’ya kurban etmek için Atina’ya götürüyor.

8. Diomedes’in kısraklarını yakalamak

Kral Eurystheus’un Herakles’e verdiği sekinci görev, Ares ve Cyrene’nin dev oğulları, Trakya kralı Diomedes’e ait olan kontrol edilmesi oldukça güç dört tane kısrağı çalmaktır. Bu kısrakların isimleri, Podargos, Lampon, Xanthos, Deinos’tur. Diomedes bu atları bronz bir yemliğe bağlayarak tutar.

Herakles görevi aldığında, bu atların insanla beslendiğini, çok vahşi olduklarını ve kontrol etmenin imkansız olduğunu bilmiyordu, gerçi Eurystheus’un ona herhangi kolay bir görev vermeyeceğini biliyordur umarım. Bu görevin bir versiyonuna göre, bu atların ejderhalar gibi ateş soluduğu söylenir. Bir versiyonda ise, Herakles görevi yerine getirmek için gittiğinde, Diomedes’in atlarını arkadaşı Abderus’a emanet edip Diomedes ile kavga ediyor. Döndüğünde arkadaşının atlar tarafından yendiğini görünce, sinirlenip Diomedes’i atların önüne atıyor. Böylece atlar Diomedes’i de yiyor. Herakles, arkadaşının anısını yaşatmak için, mezarının yanına Abdera’yı kuruyor. Bu şehir Eski Yunan’ın en önemli şehirlerinden biri haline gelecek daha sonra.

Bir başka versiyonda ise, Herakles atları bir yarımadada kıstırıyor, bir hendek kazıp içine su ile dolduruyor ve yarımadayı bir adaya çeviriyor. Diomedes geldiğinde, Herakles onu öldürüp atları onunla besliyor. Atları insan etiyle beslemek, onları sakinleştirmenin tek yolu, en azından benim bildiğim tek yol bu. Bu şekilde atları Eurystheus’a götürüyor. Bir versiyonda tamamen sakinleşen atlar, kırsalda dolaşıyor. Bir başkasında ise Eurystheus onları Olimpos Dağı’na Zeus’a kurban etmek için gönderiyor fakat Zeus onları reddedip kurtlar ve aslanlara öldürtüyor. Büyük İskender’in atı olan Bukefalos’un bu atların soyundan geldiğine inanılır.

9. Amazonlar kraliçesi Hippolyta’dan kemerini almak

Heracles Obtaining the Girdle of Hyppolita by Nikolaus Knüpfer

Hippolyta, Ares’in kızı ve Amazon kraliçesiydi. Ares ona büyülü bir kemer vermişti. Kral Eurystheus, Herakles’ten Hippolyta’nın kemerini ondan alıp kendisine getirmesini istedi, böylece kendi kızı Admeta’ya verebilecekti. Bu hikayenin en popüler versiyonuna göre, Hippolyta, Herakles’i onun gemisinde ziyaret ediyor ve onu gördüğünde adeta büyülendiği için kemeri kendi isteğiyle seve seve veriyor. Bunları izleyen Hera, bunu bozmak için Amazon kılığında ortaya çıkıp, Herakles’i kraliçeleri Hippolyta’yı kaçırmaya çalışmakla suçluyor. Amazon savaşçıları sinirlenip gemiye saldırıyor. Herakles yine de kemeri almayı başarıyor ama bunun için Hippolyta’yı öldürmek zorunda kalıyor.

Hercules Obtaining the Girdle of Hyppolita — Nikolaus Knüpfer (1609–1655

10. Geryon’un sığılarını çalmak

Geryon, Chrysaır ve Callirrhoe’nun oğlu, Hesperides’te (Batı Akdeniz) bulunan Erytheis adasında yaşayan bir titandır. Üç başlı canavar veya üç vücutlu canavar olarak betimlenir genelde. İki başı olan bir köpeği vardı, Orthrus. Orthrus, Cerberus’un kardeşi ve yeraltı dünyasının nöbetçisiydi.

Herakles’in onuncu görevi, Geryon’un sığırlarını çalmak ve onları Eurystheus’a götürmekti. Erythei’ya varmak için Herakles Libya çölünü geçmek zorundaydı. Yolculuk boyunca sıcağa ve güneşe o kadar sinirlendi ki, en sonunda o bilindik oklarından birini güneşe atıverdi. Bunu gören güneş tanrısı, Helios, Herakles’in cesaretinden etkilendi ve ona altın bir kupa vermeyi önerdi. Bu kupa onu gideceği yere götürecekti.

Böylece, yine şansının yardımıyla Herakles Erythei’ya vardı. Varır varmaz Orthus Herakles’i öldürmeye çalıştı. Herakles zehirli oklarıyla onu öldürüverdi. Ve bu şekilde karşısına çıkan, Geryon’un çobanı Eurytion’u da öldürdü. Bunları duyan Geryon, üç kalkan, üç mızrak ve üç kask giyerek Herakles’in peşinden gitti. İlk görevinde Hydra zehriyle yaptığı oklarından biriyle Geryon’u kafasından vurdu bu da onu kolaylıkla öldürdü.

11. Hesperidler’den altın elmalarını çalmak

Herperidler, mitolojideki gün batımı perileridir. Anne ve babaları hakkında birçok farklı kaynak bulunmaktadır. Titan Atlas ve Hesperis; Erebus ve Nyx; sadece Nyx; Phorcys ve Ceto veya Hesperus.

Yine farklı kaynaklara göre, üç, dört veya yedi tane oldukları söylenir. Görevleri, dünyanın en batısındaki, Afrikadaki Atlas dağlarının yakınlarındaki bahçeleri korumak, onlarla ilgenmektir. Hesperides Bahçeleri, Hera’ya aittir. Bu bahçede bir de altın elmalardan oluşan bir koru bulunmaktaydı. Ve bu altın elmaları yiyenlerin ölümsüz olduğu söylenirdi. Bu kıymetli bahçenin savunması için Hera sadece Hesperidlere güvenmiş olamaz tabi ki. Bu elmaları korumak için aynı zamanda asla uyumayan, yüz başlı bir ejderha nöbet tutmaktaydı. Nihayetinde, bu bahçeden en son çalınan elma Truva savaşına neden olmuştu. Bu da başka zamanın hikayesi olsun.

Eurystheus, Lerna Hydralarını ve Augeas’ın ahırları görevlerini kabul etmediği için iki görev daha vermiştir. Bunlardan biri de altın elmaları çalmaktı ve Herakles bunu başarmıştır tabi ki.

Bu da şöyle oluyor, bu bahçelerin yerini kimse bilmediği için Herakles önce, Old Man of the Sea olarak da bilinen, şekil değiştirme konusunda uzman, deniz tanrılarından Nereus’u yakalıyor. Bu arayışta, Gaea’nın oğlu yarı dev Antaeus ile karşılaşıyor. Antaeus, ayakları yere değdikçe, annesinden inanılmaz bir güç alır, fakat Herakles bunu engellemek için onu havaya kaldırdı ve elleriyle ezdi.

Herakles’in elmaları almasının iki hikayesi vardır. Birinde, bahçelere varıyor, ejderhayı öldürüyor ve elmaları alıyor. Diğer versiyona göre, Hesperides’in babası, cenneti omuzlarında taşımakla hükümlü titan Atlas ile karşı karşıya geliyor. Babaları olduğu için, istediği zaman bahçeye girebiliyor. Herakles, Atlas’ı yer değiştirmek için ikna etmeye çalışıyor, karşılığında ona da elma getirmek şartıyla. Fakat sonrasında artık cennetleri omzunda taşımak istemediğini söyledi, Herakles önce pelerinini düzelteceğini söyleyip Atlas’ı kandırdı ve elmalarda birlikte kaçtı.

12. Cerberus’u yakalamak

Ve son görevinde Herakles Cerberus, yeraltı dünyasının üç başlı bekçisini yakalamaz zorundadır. Başlamadan önce Eleusis’ten yardım isteyen Herakles bu şekilde ölüler diyarına yaşayan biri olarak gitmenin yolunu öğrendi. Tanaerum diye bir bölgede yeraltı dünyasına giriş olduğunu öğrenince oraya gitti, orada Herakles’e Athena ve Hermes yardım etti. Herakles her zaman yardım konusunda oldukça şanslıydı, bu yardımlar olmasa bu görevlerden kaçında canını koruyabilirdi merak ediyorum. Daha sonra, Herakles’i Yeraltı Dünyası’na giden Acheron nehrinden geçirmesi için Tanrıça Hestia Charon ile pazarlık yapıyor.

Acheron’u da geçip Hades’in diyarına varan Herakles, orada Hades’in Persephone’yi kaçırırken hapsettiği Theseus, Pirithous ve iki tane daha kahramanla karşılaşıyor. Hikayenin bir versiyonuna göre, bir yılan onların bacaklarını sarıp taşa çevirmiş. Bir başka versiyona göre ise, Hades onları bir ziyafet ile kandırmış, sandalyelerine oturan kahramanların hafızasını silip, orada tutmaya başlamış. Bu versiyonun devamında, Herakles Theseus’u sandalyeden kaldırıyor ve bu şekilde onu kurtarıyor. Fakat onu sandalyeden çekerken kalçasının bir kısmı sandalyede kalıyor, bu da Atinalıların zayıf kalçasının nedenidir. Herakles, Pirithous’u kurtarmaya çalıştığındaysa dünya titremeye başladı, çünkü Pirithous Persephone’yi kendisi için o kadar çok istiyordu ki ve bu da oldukça aşağılayıcıydı. Bu yüzden de gitmesine izin verilmediç

Herakles, Hades’i bulup Cerberus’un yerini soruyor. Hades tek bir koşul sunuyor, hiçbir şekilde herhangi bir tür silah kullanmayacak. Herakles, köpeği elleriyle zapt etmeyi başarıp, Tirnys’e götürüyor. Ve tabi ki Eurystheus korkudan kavanozuna giriyor, belki de oradan hiç çıkmamalı. Herakles’e onu Yeraltı Dünyası’na geri götürmesini ve bir daha hiçbir görevle sorumlu olmayacağını söylüyor.

Serbest kalan Herakles, rahat battığı için Jason ve Argonatlara katılıp Altın Post’u aramaya başlıyor.

Ama bizim beklediğimden uzun süren maceramız burada sona eriyor. Herakles’in görevlerini yazarken ben çok şey öğrendim, çok farklı hikayelere kapıldım. Bu yüzden yazmam biraz uzun sürdü ama çok keyifliydi. Sanırım Herakles hakkında yazmaya devam edeceğim bir süre daha, farklı farklı hikayelere de gidebilirim buradan, hiç bilmiyorum. Bu benim ilk Yunan mitolojisi yazımdı, daha önce sadece okuyucusu oldum. Umarım siz de benim yazarken aldığım keyfi alabilirsiniz. İyi okumalar, umarım mitlere yakışır günleriniz olur.

KAYNAKÇA

https://www.greekmythology.com/Myths/The_Myths/Labours_of_Heracles/labours_of_heracles.html

https://www.greekmythology.com/Other_Gods/Minor_Gods/Hesperides/hesperides.html

https://www.greekmythology.com/Myths/Creatures/Geryon/geryon.html

https://www.greekmythology.com/Myths/Mortals/Hippolyta/hippolyta.html

http://www.efsaneci.com/2015/minotor/

https://www.greekmythology.com/Myths/Monsters/Mares_of_Diomedes/mares_of_diomedes.html

https://www.greekmythology.com/Myths/Creatures/Cretan_Bull/cretan_bull.html

https://www.greekmythology.com/Myths/Monsters/Stymphalian_Birds/stymphalian_birds.html

--

--